Bunu gerçekten düşünen arkadaşların iyi niyetine saygı duyarak çok da üstlerine gitmedik. Dünya'nın Süper Gücü Amerika dendi. Her şey Amerika'nın başının altından çıkıyordu hatta. "Bunlar hep Amerika'nın oyunları"... Sonra yeni bir söylem atıldı ortaya ve yeni Süper Güç Çin Halk Cumhuriyeti olacak denildi. Belki Haklılar belki değil. Ama en azından bu düşünce ilki kadar vahim değil. Ama benim düşüncem daha farklı. Bence ezelden beri tüm dünya üzerinde tek bir Süper Güç var... Dünya'nın yerel Süper Gücü...
Medya.
Medya'nın gücünün farkına varanlar bugün Süper Güç olarak anılıyor aslında. Çin'i buna dahil etmek ne kadar doğru olur bilmiyorum çünkü fazla işgücünden kaynaklanan ekonomik anlamda bir gelişmeyi insanlar geleceğin Süper Gücü olarak değerlendirdiler bence. Medya'yı ellerinde tutanlar, yönetenler... İşte asıl patronlar onlar bugün. Çünkü medya'nın çok güçlü ve kitlesel bir silahı var; İnandırma... Kitlelerin dikkatini istediği yöne çekebilme, onları istediği şeye inandırabilme hatta var olmayanı varmış gibi gösterebilme... Özellikle okumayan ve cehaletin din olarak kabul edildiği toplumlarda bundan daha büyük bir silah yok!
Başa gelen her yönetimin ilk olarak ele almaya çalıştığı olgudur medya. Çünkü onu kullanabildiği takdirde yönetme işinin %75'ini halletmiş demektir. Bugün Başbakan da medya yöneticileriyle toplantılar yapıyor ve onlara halkı galeyana getirmeyecek haberler yapmalarını söylüyor. Bu ne demek?
Susun! Üstünüze vazife olmayan işlere burnunuzu sokmayın! Sokmayın ki biz de amaçlarımıza daha rahat ulaşalım...
Medya sayesinde insanların şehit haberlerine alıştığının ve artık normalmiş, sanki haber bülteni sonunda yayınlanan "bizimcity"'nin bir parçasıymış gibi davrandığının farkında mısınız? 24 tane şehidimizin olduğu çatışmada adım gibi eminim ki sayı daha fazlaydı. Ateş altında kalan asker sayısına göre destek helikopter gönderen bir mantıktan başka ne bekliyorsunuz ki?
Eskiden neredeyse her akşam belli başlı tv kanallarında mutlaka açık oturumlar, tartışma programları olurdu. Şimdi ne var? Eşşeğin... Her kanalda ya bir dizi, ya aptal magazin saçmalıkları, ya da insanların kısa ve kolay yoldan zengin olma hayalleriyle uykuya dalmalarına yardımcı olan aşırı dozda yarışma programları... Medya okadar güçlü, okadar yalan ve okadar gerçek ki...
Ve işte bu yüzden insan Tanrı'yı yarattı... İstediğini yok edebilien, istediğini var edebilen bir olgu meydana getirdi. Bugün bir tv kanalında bir isim hakkında gerçekliği olmayan bir idda bile ortaya atılsa hemen linç kampanyaları başlatılabiliyor. Hem de hiç sağlaması yapılmadan, hiç araştırmadan... Almanya'da bir hayvanat bahçesinde "Dünya'nın en tehlikeli türü" yazan kapısından girdiğinizde içeride yalnızca bir ayna olduğunu görürsünüz. Bu güzel örnekten de anlaşılabileceği gibi insan halaa belii başlı hayvansal içgüdülerini kontrol etme becerisine sahip değil ne yazık ki.
Bunlardan biri de az önce örneğinden bahsettiğim vahşet ve yok etme duygusu. Medya bunu en güzel kullanan organdır. Sokakta bir kavga gördüğümüzde neden durup izleriz? Çünkü biz halaa bu güdümüzü yenemedik. Porno sadece seks değildir. Televizyonlarda tüm gün yayınlanan sabah programı saçmalıkları, evlendirme programları, biri bizi gözetliyorlar... Bunların hepsi pornografik içeriktir. İşte bu zaaf kullanılarak insanların belli konularda düşünmeleri engellenebilir. Bizde ki tek fark ise insanların tamamen düşünmelerinin engellenmek istenmesidir.
Büyük bir hayranı olduğum Michael Haneke'nin "Der Siebente Kontinent" (7. Kıta) filmini izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Anlayan için Osmanlı tokadı niteliğindedir. Yapay gündemler yaratarak halkın dikkati başka yerlere çekilebiliyorsa, bu sırada insanların tepki gösterebileceği düşünülen yasalar meclisten geçirilebiliyorsa, arada bir kaç çatlak ses! bunu dile getirse bile 3 gün içinde başka bir saçmalıkla üstü kapatılıp halkın ilgisi oraya yönlendirilebiliyorsa, Medya atom bombasından daha etkili bir silahtır.
Herkese iyi seyirler.
Çok güzel ifade etmişsiniz. Medya Dünya da en tehlikeli ideolojik bir silah artık. Bir de Bauldrillard'ın sözüydü galiba yanlış hatırlamıyorsam o geldi aklıma yazınızı okuduğumda:
YanıtlaSil"her şey simülasyon olarak yeniden görünmeye yazgılıdır. manzaralar fotoğraf olarak, kadınlar cinsel senaryo olarak, olaylar televizyon olarak... sanki her şey salt bu hapis yazgı yüzünden var...
insan merak ediyor. sakın dünya da başka bir dünyada reklam metni olarak kullanılmak için burada olmasın."