Sayfalar
▼
4 Nisan 2014 Cuma
Bazen güzel şeyler de oluyor..
Kadir kıymet bilmek lazım..
Ülke olarak berbat bir durumdayız, evet. Her gün acaba daha kötü ne olabilir diye uyanıyoruz, evet. Çoğu "aydın" kesimin gösterdiği tepki "Bu kadar da olmaz azizim"'den öteye gitmiyor, evet...
Evet evet evet...
Ama tüm bunların yanında, hani o içimizdeki "Dur ya, belki, yakındır, vb" kelimeleriyle başlayan umut kırıntıları var ya?, hani her sabah uyandığımızda bu yobaz zihniyete tahammül etmeye çalışacağımız yeni bir günün sabahında kendimizi avutacağımız bir şeye ihtiyaç duyuyoruz ya? Hani her sabah aynaya baktığımızda aynadakinin bize "peki böyle olmaması için ne çaba gösteriyorsun?" diye sormaması için gözümüzü kaçırıyoruz ya?
İşte bu kırıntıların asla tükenmemesini sağlayan güzel, gerçek aydın, hümanist insanlar var hala. Aramızda yaşıyorlar. Bir tanesi de Edirne'de. Kıymet teyzemiz.
75 yaşında ama şuan bir çok gençten daha hayat dolu ve duyarlı. Bir söz vardır;
"70'indeyken bile uzun vadeli planlar yapabilmeli insan."
Bu sözün vücut bulmuş hali Kıymet teyzemiz. Kemal Sunal'ın "Şaban Pabucu Yarım" filminde Adile Naşit evinin bahçesini çocuklara oyun parkı olarak tahsis etmiştir. Tek amacı onların mutlu olmaları, çocukluklarını yaşayabilmeleri, gerektiği gibi oyun oynayabilmeleridir. Kıymet Teyze'ye bakınca direk Adile Naşit'i gördüm. Hiç farkı var mı? Yıllardır oturduğu evin önündeki yeşillik alana dozerlerin girdiğini gören Kıymet teyze sandalyesini kapıp dozerin önüne oturdu. Ve sordu;
"Burası yıkılırsa nerede oynayacak benim çocuklarım?"
Sana milyonlarca kere helal olsun benim tonton teyzem. İşte direniş böyle yapılır. İşte korku imparatorluğunda delik böyle açılır. O teyzem bilmiyor muydu "Gezi'de onca insanı katlettiler ben sesimi çıkarmayayım" ya da "Yaşım olmuş 75, bu saatten sonra otur oturduğun yerde" demeyi?
Elbette biliyordu ama o insan olmanın gereğini yapmayı seçti. Senin ellerinden öperim güzel teyzem. Ve eminim onun gösterdiği bu cesareti bir çok kişi gösteremezdi. Aman başım belaya girer, aman şu olur bu olur diye değil o dozerin önüne geçmek, o parkın yakınından dahi geçmezdi.
Ama öyle güzel direndi ki teyzem, sessizce, sadece oturarak. Burası benim köşem dercesine koltuğuna kurularak...
Sonra ne oldu? Teyzemizin hareketi karşılık buldu ve yıkım durduruldu. Belediye başkanı gelip yanına oturup vermesi gereken sözleri verdi. Ne kadar samimidir bilinmez, bunu zaman gösterecek. Ve parka Kıymet Teyzemizin adı verildi.
Sen çok yaşa teyzem! Adın gibi güzel yaşa, güzel anıl..
Adıyla yaşasın dedikleri hani!
YanıtlaSilNe kadar"Kıymet"li
Gerçekten de dediğin gibi belki de bu umut kırıntıları bizi hayatta tutuyor. 5N1K'da izledim ben de. Aslında bu teyzemiz gibi ülkemizde daha çok kişi var ama sadece kötülerin sesi daha gür çıkıyor o kadar...
YanıtlaSilDirenen Kıymet Teyzeyi yürekten kutluyorum. "Yaşamımız önem verdiğimiz olaylara karşı, sessiz kaldığımız gün son bulmaya başlar" diyor Martin Luther King. Ve özgürlüklere, haklara mücadele etmeden asla sahip olamayız. Bazen sessiz direnişler çok daha etkileyicidir. Örnek davranışı adına yürekten teşekkürler Kıymet Teyze'ye...Elbet bu davranış karşılığını bulacaktır..
YanıtlaSil